《[Turkish] Kahraman Dünyâsın Da Ki Dede》Dede
Advertisement
Daha önce okumak için; https://tengriata.wordpress.com
--------------------------------------------------------------------------
"Bu sâdece bir teşkilat değil. Bu bir.. aile."
- Hide.
------------------------------------------------------------------------------------
FLOYD
"Hayatta olmaz !"
"Fikrini sormadım."
"Sormasan bile mümkün değil ! Bir psikopatla çalışmıyorum! Özellikle de psikopat Joker'in kız arkadaşıysa !" diye bitirdi Kızıl Baş ona zerre dikkat etmeyen Harliye bir parmağıyla işâret ederek. Deli kadın şuan kıkırdayarak Jokerin cesedini tekmeliyordu.
Tüm bedeni dövmeyle kaplı bir adam ağaç altında bağdaş kurmuş, gözlerini kapamıştı. 'Gâliba kendini Buda sanıyor.'
İnsandan çok Timsahı andıran bir şeyde Dede'nin yoktan çıkardığı bir kasa balığı gömüyordu. 'Cidden bu şeyde ne ?'
"Ayrı bölgelerde olacağınızdan birbirinizle pek sık karşılaşmayacaksınız zâten." dedi Dede, Nehrin kenarına uzanıp manzarayı seyrediyordu.
Floyd, tüm bu maskaralığı köşedeki bir ağaca yaslanarak seyrediyordu. Göstermese de gergindi, daha önce hiç olmadığı kadar. Daha yarım saat önce Arkham da kilitliydi şimdiyse özgür. Aslında gerçekten değildi. Onu kurtaran kişinin esiriydi. Ayrıca, bu adam dokuz hâneli bir ödül olmadığı sürece asla öldürmeyeceği Jokeri öldürmüştü.
Gözlerini kapattı. 'Silahlarımı aldığım gibi topuk.'
'Denersen seni öldürürüm.'
Gözlerini açtı. Bilgenin gözlerini gördü. 'Siktir.' diyebileceği tek şey buydu.
Uzaktan bir geçit açıldı. İçinden başka bir Dede arkasında uçan dört kutu vardı. "Eşyâlarınız da geldi." dedi ihtiyar, ayağa kalkarken yeni giren sûret bir anda beyaz bir buluta dönüp yok oldu.
"Tamam, bu müthiş." diye iltifat etti Kızıl Baş.
"Yaşasın ~! Eşyalarım !" Harli, aynı adamdan iki tâne olduğunu görmezden gelip kutusuna ilerledi.
Floyd, sandığın üstünde kendi lâkabını gördü. Yaklaştı ve açtı. Silah ve barut kokusunu aldı. Yakalandığı anda yanında olan tüm silah, bomba ve cephâne aynen duruyordu. Silah olmayan tek şey, maskesiydi. Birinin ölmesini isteyen tüm zenginlerin bildiği maske. Maskeyi eline alıp baktı bir süre. Sandığa geri koydu ve bir saldırı tüfeği alıp hasret gidermeye başladı.
Krokun kutusunda biraz balık ve kıyâfet çıktı.
Şeytan'ın kinde de sâdece bir defter ve bir kaç parça giysi.
Harli, doğum günü hediyesini açan bir çocuğun heyecanıyla açtı kutusunu. İçinden, büyük ahşap bir balyoz çıkardı. "Çekcanı buldum!" Neredeyse kızın yarısı ediyordu ama rahatça omzuna dayadı.
Advertisement
Dede bir an kıza bakıp yavaşça ona yürüdü. Harli başını bir yana eğerek merakla adama baktı. "Çekicine bir dakkalığına bakabilir miyim ?"
"Ama daha yeni aldım yaaaa." diye surat astı ama yine de çekici verdi.
İhtiyar çekici yavaşça aldı. Buda ve Timsah dâhil herkse merakla adama baktı. Çekicin başını tuttu ve bir anda çıkardı yerinden.
Harli acıyla çığlık attı. "Çekcan !"
"Sana daha iyisini yapacağım. Artık bunu isteyeceğini sanmıyorum" dedi İhtiyar çekiç sapını atıp, baş kısmının köşelerini çekiştirmeye başladı. Şaşırtıcı bir şekilde açıldı. '
'Bomba.' diye fark etti Floyd. 'Zekice.'
"Bu Joker'den bir hediye mi ?" dedi Dede sâkince.
Kadın hiçbir şey demeden durdu sâdece. Sonra âniden hırladı. Cesede doğru hızla koştu olanca gücüyle tekmeledi yüzünü. O kadar sert bir darbeydi ki kafatası parçalandı ve her yer kana bulandı.
'Göründüğünden güçlü.' Floyd diğerlerine baktı. 'Hepsi sâkin, tetikte.' Başta onları biraz beceri sâhibi çömez sanmıştı. 'Onlar da küçümsenemez.' Artık daha da gergin hissediyordu. Zâten şu Yaşlı Adam yeterince güçlüydü. Bir de onlar...
Birkaç tekme daha ve ceset tanınmaz haldeydi, Harli huysuz bir çocuk gibi ayağını yere vura vura geri geldi.
Dede, nâzikçe başını okşadı. "Bir daha kine daha dikkatli ol." Torununa nasihat çeken bir dede gibiydi. 'Ayrıca neden kendine Dede dememizi istiyor ? Fetişi falan mı var ?'
"Tamam Dede." diye başını salladı kadın.
Âniden, cesedin etrâfında mor alevler yükseldi. Hemen ardından yok oldu. Cesette gitmişti.
"Bu da neydi lan !" Floyd tüfeğiyle az önce alevlerin olduğu boş yere nişan alıyordu.
"Dede'nin canavarı." diye cevapladı, az önce aynı yere nişan alan tabancasını kılıfına koyarken Kızıl Baş.
"Daha fazla üye lâzım." dedi Dede gülümseyerek. Önceki şeyi tamamen görmezden gelerek.
"Ve 'Yüce' dâvâmıza başka kim katılacak ?" diye sordu Floyd hâlâ az önce ki alevleri düşünüyordu. 'N'oluyo lan ?'
Adam cevap vermek yerine hırpâni pelerininden bir resim çıkardı ve yatay vaziyette Kızıl Başa fırlattı. Kızıl Baş kolayca yakaladı ve gözlerini kısarak resme baktı. "Bu adamlar tanıdık geliyor." diye mırıldandı.
Advertisement
"Halefin onlarla sık sık uğraşıyor." dedi Dede. Kızıl Baş başını ona o kadar hızlı çevirdi ki kırıldığını sandı Floyd. Kızıl Baş bir süre ihtiyara baktı. 'Kimliğiyle ilgili olmalı.' diye düşündü Floyd. 'Eğer onu biliyorsa beni de bilir.' Şimdi gerçekten korkmaya başlamıştı.
Kızıl Baş sonunda konuştu. "Doğru, ama isimlerini hatırlayamıyorum."
"Jinks, Mamut ve Gizmo" diye yanıtladı Dede. "Çok deneyimli değiller ama doğru eğitimle oldukça zorlu bir takım olabilirler."
Floyd isimleri biliyordu ve bu tek bir anlama geliyordu. "Asla ! Artık acemilerle çalışmıyorum. Bu adam yeterince kötü ve bir de onlar. Hayır ! Artık işe yaramazlara sabrım kalmadı." diye bitirdi.
"İstersen, sana ne kadar acemi olduğumu gösterebilirim." diye hırladı Kızıl Baş. Resmi yere atmış tabancalarına uzanmıştı.
"Velet, beni beni yenmeyi hayal etmek için daha kırk fırın ekmek yemelisin." dedi Floyd, tüfeğini ona doğrulturken. Kızıl Baş da çift tabancasını çıkarmış ona nişan alıyordu.
"Yaşasııın ! Kan banyosu !" Harli, zıplayarak alıkışlıyordu.
Biri tetiği çekemeden, buz gibi bir hava hissettiler. Tüm zaman boyunca köşede sessizce oturan Buda ve Timsah bile görünmez bir elle boğuluyor gibiydi.
Floyd diz çöktü, silahını bırakıp elleriyle boğazını tuttu. Karşıdaki Kızıl Başta ondan farklı görünmüyordu. Diğerlerini göremiyordu ama tek duyabildiği Harli'nin delice kahkalarıydı.
"Sizi seçtim, çünkü düzeltim için savaşabilecek yoldaşlar olduğunuzu düşündüm ve size önderlik etmekten memnun oldum." Dedenin sesi daha önce duydu her şeyden daha soğuk ve korkutucuydu. "Bunun yerine, birlikte usluca oynayamayan şımarık çocuklarla sıkışmış bir bakıcı gibiyim."
Sonunda görünmez el çekildi ve soğukluk yok oldu. 'Cidden neyin nesi bu adam !? Tanrı falan mı !?' Floyd temzi havayı içine denetimli bir şekildi çekiyordu.
"Şimdi yeterince zaman harcadığımıza göre işe devam edelim mi ?" diye sordu sakince. Lyod, bunu sinir bozucu buldu. Sâkin ifâdesi biraz ürperticiydi.
"Peki." dedi Kızıl Baş kendini toparladıktan sonra.
"İlk önce ailenin timsâlini ve mühürlerini almalısınız." Dede parmak şıklattı. Floyd bedeninde bir karıncalanma hissetti. Kendisi dâhil herkesin göğsünde beyaz bir çiçek vardı. Hâlâ giydiği hapishâne giysisinin bir kolunu direğine kadar çekti. "Ne ?" diye şaşırdı kolunda böyle dövmeler yoktu önceden. Dövme Japonca veya Çince yazılar, garip timsaller ve göğsündeki çiçek gibi şeylerden oluşuyordu.
"Üstünüzdeki dövmeler aslında mühür. Bunlar sizi hem zihnen hem de bedenen geliştiriyor. Artık daha az acıkacak, yorulacaksınız."
"Nasıl ?" diye sordu şaşkınlığı atlatıp.
"İleride size anlatabilirim." dedi ihtiyar. 'Bize güvenmiyor.' diye düşündü Ölüm Vuruşu. 'Bana güvenmiyor ve ilk hata da işimi bitirebilir.' bu onu rahatsız etti. 'Eğer bana bir şey olursa kızım..'
"Çok havalııı !!." dedi Harli heyecanla hemen adam doğru koşturdu. "Nası yaptın !? Nası yaptın !? Nası yaptın !?"
"Sonra anlatırım." dedi Dede sabırla. "Önce iş."
Harli başını salladı ve yere çömelerek Dedeye bakmaya başladı.
"Peki iş nedir ?" diye sordu daha demin nirvanaya ulaşmaya çalışan dövmeli Buda. Sesi boğuktu ve zorlanarak çıkıyor gibiydi.
İhityar onu ve Kızıl Başı işaretledi."Jamp(Jump) şehrine gidip az önce bahsi geçenleri işe almak."
"Ve reddederlerse ?" Floyd neden hiç sorgulamadan işi kabul ettiğini bilmiyordu. Gerçi bu adamın yanında hiçbir şey bilmiyordu.
"Öyleyse geri dön. Sırf istemediler diye onları öldürecek değiliz." Dede bir kez daha parmak şıklattı. Floyd hemen elindeki karıncalanmaya baktı. Beyaz, sâde bir yüzük orta parmağına takılıydı. "Bu yüzükleri her zaman takın. Birbirimizin yerini öğrenebiliriz ve sıkıştığınızda üstüne iki kez, hafifçe dokunduğunuzda sizi buraya, merkeze ışınlar."
"Şehre nasıl gidiyoruz ?" diye sordu Buda, o boğuk sesiyle.
Adam bir kez daha şıktattı parmaklarını. Arkasında daha önce Floyd'u buraya getirmek için kullandığı geçit açıldı. "Mutlu yolculuklar."
"Bunlarla mutlu olunur mu ?" diye homurdandı Floyd, geçide girerken. Kızıl Baş onu duymuştu ama bu sefer görmezden geldi ve sessizce onu tâkip etti. Tamamen geçtiklerinde arkalarında kapandı geçit.
--------------------------------------------------------------------------
Daha önce okumak için; https://tengriata.wordpress.com
Advertisement
- In Serial133 Chapters
The science of magic universe - The saint
Saint Sophia was one of the most important characters in the history of the world, but who was the woman behind the myth?
8 288 - In Serial9 Chapters
OP status copy/stealer
I don’t know what happened in my previous life but I died I guess and now I am reborn in a world with people with super powers aliens and a lot of cool shit! I don’t know what im going to do with this novel but just so you know he can see the status of other people so their superpowers or other skill like hacking or fighting and make them his own. And then he can choose to just copy them so that the owner can keep it or steal it so that the owner can not use it anymore. english not my first language i dont know how much i will upload because i have school but i will upload as much as possible
8 104 - In Serial7 Chapters
(Un)Prophesied Heroes
A regular guy in his 20s gets sucked into a world full of levels, monsters, gods, and propchecies with nothing but his ukulele and the clothes on his back. Uke in hand, Wesley made his way to the local branch of the Bard College to pick up a few levels and hit the road to travel the new world. For a while its all magic forests and incredible sights, but as time goes on it seems more and more likely that Wesley is actually one of these "prophesied heroes" that the lore on this world is full of. Fortunately for him, whatever Dark Lord he was supposed to duel didn't seem to get the memo and the world seems to be at peace. So it's probably nothing, right? This is the story of Wesley's adventuring party as they do their best to get him to fulfull his destiny. A power-hungry [Rogue], a slightly evil [Cleric], a [Mage] that just wants to go home, and a [Lord] who just wants to study the blade. Hopefully destiny is on their side, because the gods seem content to watch them struggle. Author's Note: This story should update once per week, but it might update more. Please leave any constructive criticism/typos I might have missed in the comments. Please enjoy, and let me know what you think!
8 171 - In Serial14 Chapters
Alpha-7 Book 1: Foundations
800 years have passed since Planet Maorus fell, not to an outside force, but at the hands of the tools the humans created to fight their wars. The Alpha’s, powerful artificial minds directed these wars, following the directives of their creators. Human’s unaware of their mistake were soon caught in between a war of machines on a global scale, scouring the surface of all life in a never-ending war between Primes. Or so that is how it should have been. Alpha-7, once a hidden manufacturing and research facility has become a refuge for the remnants of humanity, living under its protection beneath the surface. Here they traverse the Hollows a vast network of underground caves and tunnels, slowly expanding their reach while the humans thrive under 7’s protection. Yet the Hollows are not without their dangers, and even the Bunker is not completely safe. Yet Alpha-7 is determined to see to the propagation of its wards, seeking to strengthen and grow the foundations of their power. Hoping to one day return them to the surface, but first it will need to deal with three unruly children and their unique gifts. Current Book 1 Cover is not yet complete, my illustrator should be done in another few days will update with final cover then. You can also check out my other series Lineage Saga if you're interested in fantasy Release Schedule will be Saturday and Sunday, 2 ch/week Cover Art created by: Jimmy Nijs Check out their work: Jimmy Nijs Art
8 137 - In Serial12 Chapters
The legend of Aila (dropped fiction)
The source of mana dwells atop the world of Tower. Each day, thousands of powerful creatures battle for a chance to stand closer to the source of all life, for the one that possess it shall be granted immortality and power beyond measure. Among those creature, humans are of the weakest. Unable to even fend for themselves, they have no choice but to crawl on the lower floor in a desparate attempt to survive. Yet, For the sake of exacting revenge over the human empire, Aila, a young human girl, set off in a quest for power beyond human grasp. But as she started her ascension, she would make an encounter that changed her very destiny, giving birth to a new legend.And so begins the legend of Aila, the monster tamer.------------------------------------------------------------------------------------------------------------------Author's note :Feel free to skip Interlude chapters as they won't be needed to understand the general story line. They are only there for the purposes of making the story world more vivid by providing additionnal information.If reading an interlude becomes mandatory to follow the story at any point, I will notify it on the first concerned chapter, adding a link to the interlude in question.
8 196 - In Serial6 Chapters
The Demigod Chronicles
The god of war is dead, and a new god of war must be born, through battle, blood and conquest. Damian lived a relatively normal life, if not a boring one. He works as a bartender, he plays video games, and is a total nerd. A perfectly normal life... Until he comes across a man, dying in the alley behind the bar. Afterwards he's thrust into a world of gods, demigods, monsters, and magic. To keep his freedom, or even his life, Damian must become a god.
8 86

